Hürriyet
30 Mayıs 2014 Cuma
Etkinlik elbisesi
Görüş ve yorumlarınızı bekliyorum. Elbisenin tam rengini maalesef yakalayamıyorum ama çok tatlı bir sarı. Sanırım gün ışığında Eda'nın üzerinde resimlediğimde daha net belli olacak.
Sevgiyle kalın...
Bayıldım!...
29 Mayıs 2014 Perşembe
Okunacaklar listesi
Bunun için sanırım sevgili ilkokul öğretmenim Mesude Oskay hanımefendiye teşekkür etmem gerekiyor. Bir de lise de bir edebiyat öğretmenimiz vardı ki Recep Engin beyefendi, gerçekten bana kitap okumayı öğreten, sevdiren, önümde yol açan insandır kendisi. Her ikisini de saygı ve hürmetle anıyorum.
Doğup büyüdüğüm evde annem ve babam daha ziyade iyi birer gazete okuyucusudurlar. Şimdilerde yaşları 80leri devirmiş olmalarına rağmen halen günde 3-4 ciddi gazetenin, Sözcü, Cumhuriyet, Aydınlık ve bizim evin ben kendimi bildim bileli değişmez gazetesi Hürriyet, tüm köşe yazarlarını okurlar.
Yani, okuyan bir ev ahalisi, okumanın önemini benimsetmiş, öğretmiş öğretmenlerle birleşince bendeniz de kitabı eksik olmayanlardan hatta yedekli olanlardan oluverdim.
Umarım bu zevki kızıma da aşılamayı başarırım. Şimdilik kitabı bana okutmadan uykuya geçmeyi başaramıyor, dileğim kendi kitabını okumaya başladığında da bu alışkanlığının değişmemesi.
Neyse dostlar, uzun lafın kısası. Ben bugün yine kitap aldım kendime onları sizinle paylaşayım istedim neler anlattım neler.... İşte aldığım kitaplar...
Tıpba Sarıünal'ın kitabını http://banucabirseyler.blogspot.com.tr blogunun sahibesi Banu hanımın tavsiyesi ile not etmiştim ve aldım, birde yine kitaplar hakkındaki yazılarını takip ettiğim http://qunegond.wordpress.com/2014/05/24/golgeler-ve-hayaller-sehrinde-murat-gulsoy/ blogundan not ettiğim Murat Gülsoy'un Gölgeler ve Hayaller Şehrinde okuma sırasında yerlerini aldılar. Birde D&R Can yayınlarının bazı kitaplarını 5TL ye etiketlemiş, onların içinden de diğer 3 kitabımı seçtim.
Okudukça duygularımı paylasmak üzere, sevgiyle kalın...
28 Mayıs 2014 Çarşamba
Resim sergisi
Sonrasında, yavaş sayılacak bir hızda başladı yürümeye. Neredeyse 1,5 yaşına yaklaşıyordu kendi kendine güvenle yürümesi. Oysa 9 aylıkken ayaklanıp başlamıştı parmaklarının üstünde sıralamaya, koltukların, masanın tepesine çıkıp inmeye. Ama kendini toparlayıp, kendine güvenip yürümesi zaman almıştı. Ama yürümeye başladığı andan itibaren aslında koşmaya ve dans etmeye başladı demek daha doğru olur. Şimdi 5,5 yaşında ve yürümüyor, koşuyor.
Derken televizyonda bir çizgi film bulduk. Angelina Ballerina. Bir balerin fare ve konservatuardaki fare arkadaşları ile bale ve müzik sınıflarındaki maceralarını anlatan bir çizgi film. Böylelikle dans eşittir bale oldu. Filmdeki farenin yaptığı bale hareketlerini yapmaya başladı, derken kendi kareografisini yaratıp bize sürekli bale resitali verdi. Durum böyle olunca zamanı gelince tuttuk elinden gittik bale okuluna. 2 senedir büyükmbir mutlulukla devam ediyor bale derslerine.
Ve elimiz kalem tuttu, evin her yeri resim defteri ve renk renk çeşit çeşit boya kalemleri ile doldu. Önce duvarlar tuvali oldu, sonra bir şekilde öğrendi duvarları kullanmaması gerektiği ve resim defterleriyle devam etti resmetmeye. Son zamanlarda özellikle şu kare not kağıtları var ya onları kullanıyor resimler yapmak için. Ve yapılan resimler hep saklanıyor, kutular kutular kutular dolusu resimlerimiz var sakladığımız. Sonunda bir sergi yapmaya karar verdi. Bunun çocukça bir plan olduğunu düşünüyorduk ve tabi tabi diyorduk. O davetiyeler hazırlıyor, kimlere vereceğini listeliyor ve davette neler ikram edeceğimizi bile planlıyordu.
Sonra bir akşam en yakın arkaşlarını ve dayısıyla yengesini ki kendisini "dostu" olur ertesi günkü sergi açılışına davet etti. Ciddi ciddi telefon etti ve sergisine davet etti. Annecim dedim böyle davet mi olur hani bunun ikramları deyince de, ben yarın okuldan gelene kadar sen yaparsın oldu cevabı.
Babasıyla resimleri astılar duvara, ben yaptım börekleri kekleri ve okuldan geldikten sonra parti kıyafetini giyip sergisini açtı kızım.
Ne hikmet sadece sizinle paylaştığım bu iki kare resimi çekmeyi akıl etmişim. Maalesef daha fazlası yok elimde. Gerçekten üzgünüm. Bu özel güne ait duygularım üve anılarım kadar onun için saklayabileceğim daha çok görselim olsun isterdim.
Bu arada söylemeden edemeyeceğim. İki yanda yerleşmiş olan tualler benim portrelerim....
Bugün bir yazı okumuştum * çok hoşuma gitti ve tam yeri geldi diye düşünürek paylaşıyorum.
Seni seviyorum Eda'm, sen hayatımda aldığım en güzel en özel hediyesin. Rabbim'e şükürler olsun ki senin annen olmayı bahşetti bana.... Yolun da bahtın da açık olsun, şansın yanından hiç ayrılmasın.
Sevgiye kalın....
27 Mayıs 2014 Salı
Elbise dikiyoruz!
Hem kendim, hem de kızım için planlarım var ve bu etkinlik sayesinde planlarım hızla gerçekleşmeye başladı bile.
İlk elbisem kızım için. Devam ettiği okulda bu Cumartesi günü bir sunumu olacak, evet, henüz 5,5 yaşında ama arkadaşları ile birlikte hazırladıkları yılsonu gösterisi dışında; yıl içinde öğrendiklerini öğretmenleri eşliğinde bireysel olarak sunacak. Hem bizim için hem de onun için apayrı bir heyecan. Her ne kadar ailelere özel bir sunum olsa da ben o gün giymesi için bu sene de çok moda olan sarı renkte ve yine Çarşamba pazarından alınmış bir kumaş ile kızıma bu güne özel bir elbise dikmeye karar verdim.
Elbisenin kalıbı Burda dergisinden ama bir arkadaşımdan aldığım için maalesef hangi sayısı bilemiyorum.
Aslında çok basit bir elbise. Önden A pilesi var o kadar. Ama benim kumaşım çok ince olduğu için ben iki kat olarak dikiyorum elbiseyi. Üst elbise A pilili olarak dikiliyor, ve iç elbise ise pili yapılmadan dikilecek. İki elbise kollar ve boyundan verev biyelerle birleştirilecek.
Eteğinde de neler yapıyor, nasıl yapıyor diye uzun zamandır izlediğim http://nothingtoofancyblog.blogspot.com.au/2013/06/finally.html da gördüğüm, her nedense Paris diye adlandırdığı etek modelini yapmayı planlıyorum.
Sonucu çok yakında paylaşıyor olacağım, umarım bir aksilik olmaz. İyi dileklerinize ihtiyacı var.
Sevgiyle kalın...
Mutfak perdem
Bu sefer sizlerle diktiğim mutfak perdemi paylaşmak istiyorum.
Eski perdelerimi ölçü olarak kullanmak için çıkartmadan önce resimlemediğim için maalesef sizlere mutfağımın eski halini gösteremiyorum ama, yeni puantiyeli perderimi bugün bir heves diktim, resimledim ve paylaşıyorum. Ev halkından önce sizlere görücüye çıkarıyorum. Bakalım ilk yorum kimden gelecek?
Kombinin borusu camdan çıktığı için de orada kocaman bir delik olması gerekiyor, bu yüzden de normal raylı sistemde bir perde olmayacağını düşündüğüm için yıllar yıllar önce katlamalı sistemde yapmıştım mutfağın perdelerini, elan da aynen devam etmekte.
Eski perdelerimi ölçüp biçip yenilerini diki verdim, pek de kolayoldu. Artık ben durmam Çarşamba'da uygun kumaş buldukça yenilerim...
Bu arada, benim gibi camın ortasından geçen bir boru nedeniyle farklı perde uygulamaları olanlar varsa hertürlü fikre açığım.
Bunca lafın sonunda gururla yeni perdelerimisunuyorum. Ben çok ama çok beğendim.
Bu da, perdemin baca deliği:) bacanın olduğu yere bir delik açtım fakat biraz büyük olmuş, duvar tarafına gelen yerden de çırt bant koyarak bacanın deliğini ortalamış oldum.
Sevgiyle kalın,
22 Mayıs 2014 Perşembe
Bu sefer örüyorum
20 Mayıs 2014 Salı
Şimdi de elbise dikiyorum!
Nasıl katılacağını henüz bilmeyenler için buyurunuz katılım şartları
blog kardeşliği
Katılmak isterseniz ya da orada neler oluyor diye merak ederseniz, işte linki :
http://www.nebihanakca.com/2014/05/blog-pkardesligi-ile-takipcilerimiz-bol.html
Biten pantalonum
Geçtiğimiz günlerde, pantalon dikelim etkinliğinde dikmiş olduğum pantalonumu askıda paylaşmıştım. Bu haftasonu üzerine yine kendi diktiğim bluzumla kombinleyip giydim ve pek de beğendim. Hem beğendim dikmiş olduğum pantalonumu hem de çok rahat ettim. Aynı şekilde bluzumu da çok sevdim ve bu kalıptan başka başka bluzlar da yola çıktılar, yakında gösteririm.
19 Mayıs 2014 Pazartesi
15 Mayıs 2014 Perşembe
8 Mayıs 2014 Perşembe
Ve pantalonum bitti!
Gerçi beli biraz yüksek oldu, hatta birazdan da fazla yüksek oldu. Hatta eşimin değimiyle, pantalonun kemerini dişlerime takmak gibi bir neyitim varsa sorun da yokmuş:)
Ben sadece arka cep uygulaması yapayım istedim. Ama diyorum ya ben acemi bir terzi adayıyım diye, elimde bir de kendim için çıkarttığım bir temel kalıp. Ben kim, temel kalıp üzerinde uygulama yapmak kim. Ama yapa yapa öğreneceğim değil mi yani. Tabi kalıbın üzerinde ne yan cep ne arka cep yeri vs falan belirlenmemiş. Düm düz bir temel kalıp, ne yapmak istersen onu yap.
Neyse, ben yan ceplerde pek sorun yaşamadım ama arka cebin yerini biraz fazlaca yukarıda yapınca, mecburen kemeri istediğimden daha yukarıda takmak zorunda kaldım. Fakat bu benim için sorun teşkil ediyor mu?
Tabiki de hayır, gömleğimi, t-shirtümü içine sokmam olur biter.
1 Mayıs 2014 Perşembe
Yola çıkanlar
İlki sol üst köşe; bir kot etek, spor dikişlerini ne renk yapmalıyım diye dnemeler yaparken eşim "üç kuruş fazla olsun kırmızı olsun" deyince kırmızı da karar kılınmış oldu. Elimde uygun kot fermuarı olmadığı için beklemede. Bu hafta yapılacak alışveriş ile tamamlanacak.
Sağüst köşe de bir elbise var. Sevgili meraklı çekirgelerin geçtiğimiz ay yaptığı etkinlikten yola çıkarak bir kalıptan çıkabilecek farklı model uygulamalarının 1incisi. Düşük kol bir elbise. Kumaşım çok güzel, kendinden dantel efekti olan bir kumaş, hatta bu elbisemden kalan parça ile Eda'ma bir etek yapmıştım ve paylaşmıştım. Bu elbisem etek boyu için bekliyor. Etek boyunu alma konusunda bana yardımcı olacak bir arkadaş bekliyor.
Sol alt köşe bir bluz. Yine aynı kalıp kullanıldı ama bu sefer kollarına verev bir bant koydum, bir verev bantta ön tarafına koyup önde bir çıt açılacak. Ama bunu nasıl yapacağım ile ilgili bir fikrim yok, araştırmalarım devam ediyor. Het türlü öneriye açığım.
Sağ alt köşe, yine aynı kalıp, turvakar kollu, hafif kayık yakalı, önünde bir cebi ve cebinin üzerinde ütü ile yapışan süslemesi olan penye bir bluz. Bunda yapılacak pek bişi kalmadı. Ütü bekliyor.
En kısa zamanda bitirmek ve bitmiş halleriyle resimlemek üzere.
Sevgiyle kalın