Hürriyet

4 Haziran 2013 Salı

Güzel Günler Göreceğiz, Nazım Hikmet - Edip Akbayram




Ey Türk Gençliği!

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.
Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.
İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin!
Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.
Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
 

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927


1 Haziran 2013 Cumartesi

Diren Gezi Parkı


Kırılma Noktası, Bekir Çoşkun

KIRILMA NOKTASI...

Dünkü yazımda “Kimse Taksim’de direnenlere desteğe gelmedi” yazmıştım…
Yazıyı tutturamamanın faydası…
Milyon geldi…
Limonunu alan, suyunu kapan, bir küçük bayrak bulan, yüreği olan Taksim’e koştu… Ve dün Türkiye’nin dört bir yanında çığlık vardı…
Bu bir “nasıl tutturamadım” yazısıdır…
*
“Hukuk” diyor…
Hukuku yok…
“Adalet” diyor adaleti yok…
“Devlet” diyor…
Devlet çiftliği…
“İnanç” diyor…
İnancı yok…
“Sevgi, saygı, kardeşlik” diyor…
Zerresi yok…
*
Kan içinde kaldı dün civan gençlerimiz, bir dal için…
Genç kızlar, delikanlılar ağaçların gövdesine sarıldılar…
Vatan o işte…
Bir dal…
Bir ağaç…
*
Anneler bebeklerini alıp gittiler…
O bebeği sevmek odur…
Onun olan ağacı talancıya vermemek…
*
Ama Türkiye’yi babasının çiftliği gibi gören tınmadı…
Çünkü izandan, sevgiden, saygıdan, hukuktan, adaletten, hoşgörüden, merhametten yoksun mu yoksun…
“Milletim” deyip dursun…
Kimdi Taksim’dekiler?…
Çinli mi?..
*
Dünkü olaylar bir kırılma noktasıdır…
Son günlerde peş peşe yaşanan olayların tümüne tepkinin toplamı…
Giderek basıncı artan tahammülün patlaması…
Bir yandan şeriatın ilanı gibi gövde gösterilerinin, bir yandan Cumhuriyetimizi kuranlara “ayyaş” demenin…
Bir yandan saltanat bayrağı açmanın…
Bir yandan mezhepçilik ateşini yakmanın…
Tümünün toplam yanıtı…
*
Bundan böyle işin zor usta…
Türkiye babanın çiftliği değil…
★★★
01 Haziran 2013 - bcoskun@cumhuriyet.com.tr