Hürriyet

19 Nisan 2013 Cuma

kırmızı - beyaz kostümümüz hazır!

Dün yazmıştım ve paylaşmıştım kızımın kırmızı beyaz kıyafetinin eteğini ama üzerinde resimleyememiştim. 

Günün ilerleyen saatlerinde etekle birlikte giymesi için hazırlamayı planladığım yoyo çiçekli beyaz tişörtünü de tamamladım. 

Eda akşamüstü okuldan geldiğinde hazır durumdaydı ve beklediğim üzere, büyük bir sevinçle hemen giyip mutlu mesut evde dans etmeye başladı Ben de o sırada cep telefonu ile resimledim, sabah sabah da paylaşmadan edemedim.





yoyo çiçeklerin yapımı çok kolay ve çok da güzel oluyorlar. ben bir sürü yaptım, ama 3 tanesi yetti t-shirtü süslemek için. 



18 Nisan 2013 Perşembe

kırmızı beyaz günü

Epeydir buralara uğrayamadım, kendimi kontrol bile edemediğim bir yoğunluğum vardı. Şimdilerde biraz sakinledim ve geldim internetteki odama.

Aslında özlemedim değil burada olmayı, internette gezinmeyi, yeni ve güzel işleri görmeyi, hemen bundan yapmalıyım deyip gaza gelmeyi ama sonra gördüğü başka güzelliklerin peşinden gitmeyi vs vs vs...

Bu sabah itibariyle bu özlemlerimi biraz da olsa gidermeye başlayacağım için sevinçliyim.

Buraya gelmedim ama elim de çok boş kalmadı. Önümüzdeki hafta Yüce Önderimiz ATATÜRK'ümüzün çocuklarımıza armağan ettiği bayramı kutlayacağız. Kızım henüz 4,5 yaşında ama devam ettiği okul bu büyük günün anlam ve önemini şimdiden anlatılıp, öğretilmesi ve bu önemli günün kutlanmasına önem veriyorlar. Ve kutlama töreninde çocuklarımıza kırmızı beyaz günü hazırlıyorlar. Okulumuzun her yeri kırmızı beyaz renklerle ve Türk Bayrakları ile süslenirken, çocuklarımız da o güne özel kırmızı beyaz kıyafetler giyecekler.

Ben bu özel gün için, geçtiğimiz haftalarda çarşamba pazarına yaptığım ziyarette aldığım kırmızı beyaz puantiyeli kumaştan bir fırfırlı etek yapmaya karar verdim.





Bu eteği aslında devamlı takip ettiğim yabancı bir blog da görmüştüm ve yapmak istemiştim, hatta, kumaşı alırken de aklımda bu veya buna çok benzer birşeyler yapmak vardı. Daha sonra yine takip ettiğim Türkçe bloglardan birinde de aynı eteği görünce hemen dikiverdim. Kızım çok beğendi. Üzerinde de çok güzel durdu ama resimleyemedim henüz. En kısa zamanda resimleyip paylaşacağımı ümid ediyorum.




http://www.danamadeit.com/2012/03/tutorial-the-layered-skirt.html adresinde eteğin yapımı çok ayrıntılı olarak açıklanmış ve resimlenmiş. İznini aldığım için rahatlıkla nasıl yaptığımı yazıyorum.

Etek 6 parçadan oluşuyor. 3 tane 10 x 75 cm ve 3 tane de 10 x 150 cm lik kumaş hazırlıyorsunuz. 150cmlik parçaları büzdürüp kısa parçalarla birleştiriyorsunuz ve beline lastik dikiveriyorsunuz hooop etek oluvermiş. Ama kısa parçaların eninin daha dar olması daha hoş olurmuş diye düşünüyorum. Bir tane daha dikeceğim bu etekten o zaman kesinlikle dar parçaları 5 cm civarında tutacağım.

Benim makinam overlock yapıyor. overloğu da bir taraftan kesip atıyor kalan kısmına zikzag yaparak tamamlıyor. Ben de makinamın bu özelliğini kullanarak, etek uçlarını bastırmadım ve overlock yaptım. bence güzel oldu.

Şimdi üzerine düz beyaz bir tişörtü, eteğin kumaşından yoyolarla süslüyorum. kollarına ve yakasına da düz kırmızı biyeler geçiriyorum. Sanırım bugün bitiririm.

Bitirince de mutlaka burada yerini alır bitmiş hali.

şimdilik benden bu kadar, gidip yarım işlerimi tamamlamam lazım.





Sil baştan başlamaka gerek bazen, Şebnem Ferah


Sil baştan başlamak gerek bazen!!!



Şebnem Ferah - Sil Baştan | izlesene.com



hiç böylesine yoğun hissetmedim. bir şansım daha olsaydı dediğim anlar olmadı değil ama bu şarkıyı her dinlediğimde, şarkıyı herbir hücremde ayrı ayrı hissediyorum ve içimde birşeyler kalk gidelim diyorum...
Diyorum ama şarkı bitince yaptığım sadece tekrar dinlemek...

Bu gün yine bu şarkıyı dinleme ruh hali içindeyim....

10 Nisan 2013 Çarşamba

Yine Çarşamba Pazarına gidildi!

Bu hafta aklıma koymuştum Çarşamba pazarına gidip alışveriş yapmayı. 

Evde bir sürü dikilecek kumaşım varken ve ben henüz bunların hepsini dikecek vakti bulamamışken niye gidilip de daha fazla kumaş alma ihtiyacı duyulur ben bilemiyorum ama alınan kararın sonucunu sizinle bugün paylaşıyorum.

Nerden başlasam paylaşmaya bilmiyorum. O kadar çok şey aldım ki eve geldiğimde kendim bile hayret ettim aldıklarıma ama hepsi çok güzeller...

İki tane suni deri parça aldım. Bunlardan birisi düz bir parça, diğeri üzerinde işleme var, delikli bir parça. Düz olan parça yaklaşık 120 cm, diğeri ise 100 cm kadar. ikisinden etek yelek türü birşey çıkabilir diye ümid ediyorum. Bekleyecek uygun bir model bulana kadar.




Bu da tabiki kızım için çıtır çıkır kareli bir kumaş, elbise etek fırıl fırıl pır pır bir şey olmak üzere, yıkanıp ütülendi ve kumaş depomda yerini aldı.





Bunlar da tüller, renklerine bayıldım... Eminim, bunları ilerleyen zamanlarda kızım için yada belki kendim için bir şekilde kullanacağım.







Bunları kestim bile, kendime abiye bir elbise yapmaya çalışıyorum. Hiç abiye dikmedim. Hatta, kendime elbise bile dikmedim. Ben henüz acemi bir terziyim bu ilk denemem. Abiye dediğime bakmayın. Bildiğiniz kulplu bir elbise ama kumaş biraz elbiseyi abiye havasına sokacak. Niye hiç tecrübem yokken böyle bir "abiye elbise" çalışıyorum derseniz, cevabım şöyle, bu elbisenin kumaşı bana 2 TL'ye mal oluyor. Eğer güzel bir sonuç elde edersem dolabım güzel bir elbise kazanacak, olmazsa da güzel bir tecrübe kazanılacak.





Bu da bir abiye elbise, çok hoşuma gitti. bir şekilde dikeceğim. Aklımda bir model yok. Sadece kumaş çok hoşuma gitti, ve yine 2 ekmek parası verince, mutlaka stokta yerini alması gerekir diye düşünüp attım torbaya.




Bu bir batik viskon kumaş, yazın şöyle rahat rahat efil efil giyeceğim bir elbise olacak.




Pantalon olacak lacivert keten bir kumaş ve üzerine giyebileceğim bir gömlek/bluz olacak şifon. Çok yakında bitmiş halini paylaşacağımı ümid ediyorum. Çünkü ne dikeceğimi biliyorum. Burda dergisi sağolsun.



Bu da renkleri çok belli değil ama lacivert ve bej bir saten kumaş, elbise olabilecek büyüklükte bir parça. Defolu, defosu, bej desen üzerinde lacivert cizgiler var ama kocaman bir parça, çok da güzel ben de aldım. Elbise mi olur, gömlek mi olur ama birşey olur muhakkak.





Evet, işte bu haftaki alışverişim bu kadar. Ve söylemeden geçemeyeceğim, tüm bu alışverişim için 25 TL harcadım... Deymiş mi dersiniz?

Şimdilik benden bu kadar. Gidip, kestiğim ve dikmek için sabırsızlandığım elbiseme zaman ayırmaka istiyorum. 

Yakında görüşmek üzere....
Kendinize iyi bakın


5 Nisan 2013 Cuma

Gidiyorum - Kazım Koyuncu

Sabah sabah nerden geldi aklıma ama bu sabah güne ışıklar için de uyusun Kazım Koyuncu'nun bu şarkısıyla uyandım.

İlk ne zaman dinlemiştim hatırlamıyorum ama tüylerimi diken diken eden bir ağıttı benim için. O gün bu gündür, yıllardır, her dinlediğimde aynı duygular içimi kaplar. Gözlerimden yaşlar bazen seller olur, bazen bir kaç damla yuvarlanıverir yanaklarıma ama her seferinde, tüm sevdiklerimin özlemi sarar içimi.

Beni bilenler bilirler, bu şarkı, bu sözler, bu ses beni alıp bambaşka bir yerlere götürür






İşte gidiyorum birşey demeden
Arkamı dönmeden şikayet etmeden
Hiçbirşey almadan, birşey vermeden
Yol ayrılmış görmeden gidiyorum
Ne küslük var ne pişmanlık kalbimde
Yürüyorum sanki senin yanında
Sesim uzaklaşır her bir adımda
Ayak izim kalmadan gidiyorum
Gerdiğin tel kalbimde kırılmadı
Gönül kuşu şarkıdan yorulmadı
Bana kimse sen gibi sarılmadı
Işığımız sönmeden gidiyorum



Yolu buradan geçen ve bu şarkıyı dinleyen herkese sevgiler, güzellikler diliyorum. 

Ve; 

"Ben Bir Karadenizliyim.
Ondan Önce Ben Bir Sanatçıyım
Ama Hepsinden Önce Ben Bir DEVRİMCİYİM."

diyen Kazım Koyuncu nurlar içinde yat, ışığın bol olsun.

4 Nisan 2013 Perşembe

Mantarlı Karides Güveç

Bu sabah elektronik posta kutumda MigrostTV'den gelmiş bir posta buldum. Aslında bu reklam postalarına pek itibar etmem ama başlığı beni kendine direk olarak çekti ve  kendimi yönlendirilen internet sayfasında buluverdim.

Karides güveç benim en çok ama ençok sevdiğim deniz ürünleri yemeklerinin başında yer alır. Ama bir türlü evde yapmaya cesaret edemedim bugüne kadar nedense. Ama eklediğim videoyu ağzım sulanarak seyrettim ve hemen kendimi yarın bu güveçi pişirmek için alışveriş listesi hazırlarken buldum...

Yarın denenecek, bakalım ne sonuç çıkacak. Hani dışarda yerken çok lezzetli olur ama evde deneyince keyfini çıkartamazsınız yaa, işte umuyorum öyle birşey olmayacak.

Deneyeyim, anlatırım nasıl sonuçlandığını!

Sevgiyle kalın,

Mantarlı Karides Güveç | MigrosTV

3 Nisan 2013 Çarşamba

Baba gömleğinden elbiyese dönüşüm

Bitti. Ama hayal kırıklığı yaşıyorum maalesef. Beceremedim. Bozdum. 
Ama olsun, denedim, iyi olabilirdi, yapamadım. Sorun bende, deneyimsizim. Ama böyle yapa yapa güzellerini de yapacağım. İnanıyorum....

Bunu düzeltmenin bir yolu vardır muhakkak. Düzeltmeyi deneyeceğim. Eminim daha iyi duruma getirebilirim.

Haydi buyurun, görsellere birlikte bakalım....




Elbise elbise olarak oldu. Biraz büyük ama olsun, şimdi de giyer seneye de giyer. Eskiden öyle değilmiydi? Özellikle büyük alınırdı, yapılırdı ki ilerleyen zamanlarda da rahat rahat kullanılabilsin.


Benim acemi işinin tek sorunu yakasında. Yakayla gövdeyi birleştirirken beceremedim. Söküp tekrar dikmeyi denersem daha düzgün bir hale gelebilir gibi.

Bilmiyorum, deneyeceğim ve sonuçlarını göreceğim. ve kesinlikle buradan da paylaşacağım...

görüşmek üzere.

Biraz Akıl Olsa - Bekir Çoşkun


Blogumda siyasi düşüncem ve dünya görüşümle ilgili duygu ve düşüncelerimi paylaşmak niyetinde değilim ama her gün çok severek okuduğum, okuyamadığım sabah kendimi eksik hissettiğim birkaç yazardan birisi sayın Bekir Çoşkun'un bu yazısını okuyunca kendisine olan hayranlığım ve saygımla benim sayfamda da ondan birşeler olmasını yürekten istedim.

BİRAZ AKİL OLSA!..
Bak akil adam...
Biraz akil varsa sende, bu görevi kabul etme...
Git “Ben akilsizim” de...
Çık...
*
Düşün:
TBMM gibi bir meclis var mı?..
Var...
Milli Güvenlik Kurulu gibi bir kurul var mı?..
Var...
Bakanlar Kurulu var mı?..
Var...
600 bin memurları var mı?..
Var...
Cemaatleri, diyanetleri, imamları var mı?..
Var...
Parti teşkilatları, MYK’leri, il ve ilçe örgütleri var mı?..
Var...
*
Onlar dururken niye senin aklin?..
On yıldır bir gün olsun sana bir şey sorup danışmadılar da...
Sıra teröre ödün vermeye; milliyetçiği, yurtseverliği, Atatürkçülüğü ayaklar altına almaya; Türk sözcüğünü silmeye gelince mi senin akil lazım oldu?..
Senin akil akıllarına niye şimdi geldi?..
Neden?
*
Her şeyi kendisi yapıyor...
Her meseleyi kendisi çözüyor...
Her konuda konuşuyor...
Bilmediği, söylemediği, anlamadığı bir tek şey yok...
Diyelim ki kendi şanlı şerefli askerlerini “kaçarlar” diye hapishanelere doldurup da, eli kanlı teröristlere “güvenli” gitme hakkı tanırken, bunu halka anlatmak niye sana kalıyor?..
Dili yok mu?..
*
Çünkü; anlatamıyor...
Terör örgütü ile ülkeyi dizayn etmeyi...
Bölücülerle ortak anayasa yapmayı...
“Türk” tanımını silmeyi...
TBMM’nin yanaşmadığı “teröriste güvence” vermeyi...
Anlatamıyor...
Anlatamaz...
Sen anlatacaksın...
*
Sonra...
Çok geçmez...
Sokağa çıkamazsın...
Akilli ol...
★★★
03 Nisan 2013 - bcoskun@cumhuriyet.com.tr

2 Nisan 2013 Salı

Sanat Küçük Kalplere Dokunuyor


Sanat, tıp ve iş dünyası, kalp hastası çocuklar için el ele veriyor. Ünlü ressam Renée Niklan’ın 17 eseri, 10-14 Nisan tarihlerinde Ekavart Gallery’de sergileniyor. Ekavart Gallery nerede diyenlere, işte adres:  The Ritz-Carlton Hotel, Süzer Plaza, No: 15, Gümüşsuyu-İstanbul. Sergi, çarşamba-cuma günleri 11.00-18.30, cumartesi günü ise 12.00-18.30 saatleri arasında gezilebilir.

Bu serginin diğerlerinden farkı ne derseniz, salt bir resim sergisi olmanın ötesinde bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi niteliği taşıdığını söyleyebiliriz. Sergideki eserlerin satışından elde edilecek gelirin tamamı, gelişmekte olan ülkelerde doğuştan ya da sonradan kalp hastası olan çocukların tedavi edilmesi için kullanılacak. Tedavileri, bu işe gönül vermiş bir avuç tıp insanının kurduğu Herkes İçin Kalp Derneği (www.cptg.ch) gerçekleştirecek. Dernek, modern tıbbın sunduğu olanaklardan yararlanamayan bu çocukların İsviçre’de ya da kendi ülkelerinde ücretsiz tedavi olmalarını sağlıyor.

Ne yazık ki, gelişmekte olan ülkelerde her yıl yaklaşık 2 milyon çocuk kalp bozukluklarıyla doğuyor ve bu çocukların yarısı maddi kaynak veya sağlık sektöründeki insan kaynağı yetersizliği nedeniyle ilk iki yıl içinde yaşamını yitiriyor. Bu ülkelerde açık kalp ameliyatı olmayı bekleyen çocukların sayısı ise 8 milyonu buluyor.

Herkes İçin Kalp Derneği’nin kurucusu Ord. Prof. Dr. Afksendiyos Kalangos. Kalangos, iki kez Nobel Tıp Ödülü’ne aday gösterilmiş bir kalp cerrahı. Bu alanda 14 ayrı teknik geliştirmiş. Son 100 yılın en iyi cerrahlarından biri olarak tanınıyor. Ayrıca, dünyanın en prestijli tıp ödüllerinden Fransız Tıp Akademisi Ödülü’ne sahip.

Sergi, Alvimedica’nın sponsorluğunda gerçekleştirilecek. Alvimedica Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton, hayır amaçlı bu tür etkinliklere özel önem veriyor ve Herkes İçin Kalp Derneği’ni yürekten destekliyor.

Niklan’ın mutluluk, umut ve sevgi mesajları içeren eserlerinden oluşan  “Sanat Küçük Kalplere Dokunuyor” temalı sergisini mutlaka görün. Gidemem diyorsanız, sergiyi Türkiye’nin ilk online sanat televizyonu www.ekavart.tv’de de izleyebilirsiniz. Resimler, yüreğinizi ısıtacak…

Hem dernek hem de sergi hakkında şuradan bilgi alabilirsiniz: http://alvimedica.com/hearts-for-all/tr/

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

"Bir bumads advertorial içeriğidir" 

1 Nisan 2013 Pazartesi

49. Gün hala D-SMART'tan kurtulamıyorum!

49 gün oldu artık bu uydu alıcısını kullanmak istemiyorum diyeli. Ama benim ne istediğimin önemi yok, onlar ne istiyorlarsa öyle oluyor maalesef. Ama onlara dur demenin yolunu bulacağım.

Yasal süreci bugün başlatacağım, bakalım bu süreç ne zaman ve nasıl bitecek...


Çiçek yapıyorum!!!


Geçtiğimiz hafta bahsetmiştim, anneler günü için bir etkinlik başlatılmıştı hanımelim formunda. 



Ben neler yapabilirim den çok nasıl yapabilirime takılmış durumdayım, çünkü daha önce hiç tığ yada şişle çiçek yapmadım. Aldı beni bir heves, oturdum internetin başına, başladım araştırmaya, yapanlar nasıl yapmışlar çiçekleri diye. Ve bir sürü örnek buldum denemek için ve başladım denemeye. İlk denemelerimi de hemen buradan paylaşayım istedim.





Yaptıkça yapasım geliyor, yaptıkça da içim açılıyor, deneyin derim. Hatta denemekle kalmayın, formumuza gelin ve bu etkinliğe siz de katılın.

görüşmek üzere,