Hürriyet

31 Mart 2013 Pazar

48. Gün ve hala bekliyorum.

48 gün oldu yazılı dilekçemi göndereli. Hala bekliyorum. Bir gün başaracağıma olan inancımı hala yitirmedim.

Ve inanılmaz bir olay, bu sabah eloktronik posta yoluyla tarafıma dsmart uydu alıcımın en yakın yetkiliye teslim etmemi isteyen bir posta aldım.

Ben bu alıcıyı kendilerine teslim edeli çoooook oldu çook!

 Acaba bu şirkette ne yaptıklarını bilen birileri çalışıyor olabilir mi?

30 Mart 2013 Cumartesi

47. Gün ve hala DSMART'tan iptal gerçekleşmedi


Ve bu gün de 47.  gün oldu. Hala bekliyorum iptalimin gerçekleştirilmesi için ama başaracağım. Yılmayacağım ve başaracağım!

Yasal haklarımı kullanmak zorunda bırakmayın beni dedim ve verilen cevap "en doğal hakkınız, buyurunuz kullanınız oldu". Pazartesi günü, üşenmeyeceğim ve noterden bir ihtarname göndererek yasal süreci de başlatacağım.

Bu süreçte bu konu ile ilgili olarak verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür diliyorum.

Sevgiyle kalmanız dileğiyle,

Yeni bir etkinlik

Anneler günü yaklaşıyor!

Demeyin şimdi oooo daha 1,5 ay var Mayıs'n 2. Pazar gününe diye. Zaman göz açıp kapayana kadar geçiyor ve geliveriyor beklenen gün.

Beklenen gün diyorum çünkü ben özel günleri beklerim. Bayram, doğumgünü, yılbaşı, anneler günü, babalar günü, evlilik yıldönümü vs... hayatımda yer almış bütün özel günleri kutlamak için beklerim. Aman yanlış anlaşılmasın sadece ve sadece kendi özel günlerimi beklemem. Ailemin, dostlarımın, arkadaşlarımın özel günleri de benim için bir kutlama vesilesidir. Bir fırsattır sevdiklere bir kez daha sevdiğimi söylemek ve onları önemsediğimi hissetirmek için diye düşünüyorum. 

Hele anne olduğumdan beri anneler gününün ayrı bir önemi var benim için. Bu kez gözümü açarken daha boynunma sarılan bir kızım var seni seviyorum anneeeee diyen. Büyük mutluluk. 

Şimdi işte Anneler Günü yaklaşıyor ve kızım benim için neler hazırlayacak bilmiyorum. "Büyük süpriz". Devam ettiği okul, yılsonu gösterisini Anneler Günü'ne denk getirip çok güzel bir gösteriyle biz annelere duygusal anlar yaşatıyor. İlkini geçtiğimiz sene yaşamıştık gözyaşlarını gark olmuştuk bütün aile. Bu yıl için de benzer bir gösteri hazırlanıyor ama bu sene biraz daha büyüdükleri için yaptıklarının farkındalar ve ne hazırlıyorlar hiç söylemiyor, sorduğumda da "anne, büyük süprizi bozamam" diyor.

Üyesi olduğumu Hanımelim Formu'nun yöneticisi sevgili Ayfalcısı bu yıl forumdaşlarla bir etkinlik düzenledi. Etkinlğini teması "annemize bir buket çiçek verelim" ancak bu verilecek çiçekler, tığ ve/veya şişle örülmüş çiçeklerden oluşan bir buket olacak.

Ben anneyim ama benim de bir annem var. Yanıbaşımda, hergünümü birlikte geçirdiğim çok sevdiğim varlığıyla mutluluk, huzur bulduğum annem var. Uzun ve sağlıklı bir ömürle bizimle birlikte olması en büyük dileğim.

Ben hiç çiçek yapmayı bilmiyorum, neler yapabilirim filan hiç bir fikrim yok deyince de sevgili Ayfalcısı bana şu iki linki gönderdi ve yapılanları görünce tek kelimeyle ba-yıl-dım!

http://pinterest.com/angelsweetangel/cr ... her-s-day/

http://pinterest.com/search/boards/?q=knitting+flowers


görünce sizde bayılacaksınız eminim. Bunlar gibi binlerce sayfa var baktıkça içlerinde kayboluyorsunuz.

Ve hemen, denemeler yapmaya başladım bile. Bakalım sonuç nasıl olacak ama ne olacaksa güzel birşeyler olacağından eminim.

Birkaç çiçek yaptıktan sonra sizlerle de neler yapıyorum hemen paylaşacağım!

O zaman kadar sevgiyle, hoşlukla kalın.



CICEK - JPEG Banners Image Banner - 250x250




29 Mart 2013 Cuma

46. Gün ve hala DSMART'tan kurtulamadım!

Evet, bugün 46 gün oldu ve ben hala uğraşıyorum iptalimi gerçekleştirmek için ama başaracağım. Yılmayacağım ve başaracağım!
Bu süreçte bu konu ile ilgili olarak verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür diliyorum.

Sevgiyle kalmanız dileğiyle,

28 Mart 2013 Perşembe

45. gün ve hala D-SMART'TAN HALA KURTULAMADIM!

evet bugün 45. gün ve hala kurtulmak için çaba sarfediyorum. Üşenmiyorum hergün ama hergün arıyorum ama ben bu derttene kurtulamıyorum. Kurtulana kadar da kullandığım bütün sosyal medyadan hergün bu mesajımı tekrarlıyacağım.
Verdiğim rahatsızlık için şimdiden özür dilerim!

Baba gömleğinden kızıma elbise

Size geçtiğimiz günlerde baba gömleğinden kızıma elbise yapmayı planladığımı. Hatta bu konunda bir bloger arkadaşım bana internet üzerinden yapılmış böyle bir proje ile ilgili bir link bile gönderdi. Ama ben işe başlayınca o elbisenin bir gömlekten nasıl çıktığını anlamadım ama çok da güzel bir elbise olmuş:)

Neyse, ben başladım benim projeme. Yaptıklarını takip ettiğim sewVery'nin yaptığı elbiseyi kızıma uygulamak üzere yola çıktım. sewVery aslında pdf dosyası olarak kalıbı vermiş ve çok da güzel bir açıklama yayınlamış. Ancak, verilen ölçüler bize uymadığı için gönderilen açıklama dosyasını esas alarak Eda'nın başka bir elbisesinden kalıp çıkarttım, yakasını başka bir elbisesinden kaptım ve işte geldiğim noktayı buradan paylaşayım istedim.

Gömleğin bir kolundan kızımın elbisesinin iki kolu çıktı,






Gömleğin iki ön parçası elbisenin arkası oldu, böylelikle elbise arka ortadan dikişli oluyor.




Gömleğin önündeki cep boyu uzatabilmek için çıkartıldı. Bluz gibimi yapayım elbisemi olsun diye karar veremedim. Sonra, dedim ki, ben elbise boyu hazırlayayım sonra kısaltmak kolay. Hatta, şimdi elbise olarak giyer, seneye roba sorunu olmazsa ki olmaz gibi geliyor o zaman da tunik gibi giyer tayt üzerine...

Ama sonuçta cep çıkartılmak zorunda kaldı ki, kumaşa zarar vermemek için oldukça itina gösterildi.


Gömleğin arkası elbisenin ön tarafı oldu, tek parça, resimlememişim onu keserken.

Elimde uygun renkte bir başka giyilmeyip dolapta yer kaplayan baba gömleği daha vardı. O nuda devreye soktum. Gerçi olmasaydı tek gömlek yeterli olacaktı ama renk gelsin istedim.

Roba/yaka kesildi, telalandı ve dış kenarı dikildi ve elbise ile birleşmeyi bekliyor.






Bakmayın burada böyle marullanmış olduğuna resim çekilirken tam düzeltmeyi yapmadığım için öyle. Resmi gördüktün sonra bir koşu gidip baktım sorun yok. Birleşme oldultan sonra çok daha güzel duracağından eminim.




Elbisenin bedeniyle birleştirmeden önce belki bir fisto, sutaşı vs gibi birşeyle de süslerim gibi geliyor. Yada elbisenin eteğine de yakadaki gömlekten bir fırfır koydurmuyum henüz karar vermedim. İlerledikçe kendini belli eder nasılsa. Ama bu konuda ki fikirlere de açığım. benimle paylaşırsanız çok sevinirim.

Şimdilik benden bukadar. Bugün çok işim var.

Perşembe günleri bizim mahallenin pazarı var. Birazdan haftalık pazar alışverişi için çıkacağım. Gelip onları yerine yerleştirdikten sonra, Cumartesi günü kızımın bir arkadaşının doğumgünü onun için hediye almaya gideceğim ve sonrasında da kızımın okulda devam ettiğim Anne-Baba Okulu, Çocuğumu Daha İyi Anlamak İçin, başlıklı seminere katılacağım. Daha sonra da kızımı da alıp eve döneceğim.

Yani, ben şimdilik gidiyorum, yeniden görüşünceye kadar iyi ve esen kalın.

27 Mart 2013 Çarşamba

Kanadalı bir Kızıldereli demiş ki!


Geçinmek için ne yaptığın beni ilgilendirmiyor. 
Neyi özlediğini, kalbinin arzuladığı şeye kavuşmanın hayalini  kurmaya cesaret edip   edemeğini bilmek istiyorum 
 
Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor. 
Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için bir aptal gibi görünme riskini göze alıp almayacağını bilmek istiyorum. 

Ay'ının etrafında hangi gezegenlerin döndüğü beni ilgilendirmiyor. 
Kederinin merkezine dokunup dokunmadığını, hayatın ihanetlerince  açılıp açılmadığın, daha fazla acı korkusundan kapanıp kapanmadığını bilmek istiyorum. Saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan benim ya da kendi acınla oturup oturamayacağını bilmek stiyorum.. 

Benim ya da kendi neşenle olup olamayacağını, insan olmanın sınırlılığını hatırlamadan, bizi dikkatli ve gerçekçi olmamız için uyarmadan çılgınca dans edip coşkunun seni parmak uçlarına kadar doldurmasına izin verip vermeyeceğini bilmek istiyorum. 

Bana anlattığın hikayenin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor. 
Kendi kendine dürüst olmak için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğratamayacağını; ihanetin suçlamasına dayanıp, kendi ruhuna ihanet edip etmeyeceğini bilmek istiyorum. 

Güvenebilir ve güvenilebilir olup olamayacağını bilmek istiyorum. 
Her gün sevimli olmasa da güzelliği görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum. 

Benim ve kendi hatalarınla yaşayıp yaşayamayacağını; 
Bir gölün kenarında durup gümüş Ay'a "EVET!" diye bağırıp bağırmayacağını bilmek istiyorum. 

Nerede yaşadığın ya da ne kadar paran olduğun beni ilgilendirmiyor. 
Keder ve umutsuzlukla geçen bir gecenin ardından, yorgun, bitap da olsan, 
çocuklar için yapılması gerekenleri yapıp yapmayacağını bilmek istiyorum. 

Kim olduğun, buraya nasıl geldiğin beni ilgilendirmiyor. 
Çekinmeden benimle ateşin ortasında durup durmayacağını bilmek istiyorum.

Nerede, kiminle, ne okuduğun beni ilgilendirmiyor. 
Diğer her şey bittiğinde seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum. Kendinle yalnız kalıp kalamadığını, ve o boş anlarda sana arkadaşlık eden kendini gerçekten sevip sevmediğini bilmek istiyorum. 

Oriah Mountain Dreamer 
(Kanadalı Bir Kızılderili)


D-SMART HALA ÇÖZÜM GETİREMEDİ

Yine D-Smart müşteri hizmetleri ile telefondayım, yine aynı muhabbet ama yine sonuç yok yok yok!

Sorun çözülene kadar hergün bu mesajı yayınlayacağım!

26 Mart 2013 Salı

Başım dertte!!!

Evet, kesinlikle başım dertte! Ve nasıl kurtulacağımı bilemiyorum.

Çalışma hayatımın devam ettiği dönemde evde internet bağlantısına ihtiyacım hiç olmadı. Zaten bütün gün internetin başındaydım, internet üzerinden yapılacak işlerimi gün içerisinde yapabilme şansım vardı ve evde de internete gerek görmüyordum.

Sonra, bir küçük ameliyat geçirdim ve 3 hafta evde kalmak zorunda kalacaktım, hem internetten uzaklaşmamak ve hemde evden şirket bilgisayarlarına bağlanarak işlerimi de aksatmamak için eve internet bağlatmaya karar verdim.

Bu süreçte çok da fazla alternatif yoktu. Ya da olanlar içerisinde, telefonla kayıt yapıp, bağlantı işlemleri için geldiklerinde de sözleşmeyi imzalatan bir tek Smile ADSL olduğu için, onlarda karar kılıp bağlattım. 

Ardan yıllar geçti, hiç bir sorun olmadan internet bağlantımı kullanırken, bir gün Smile ADSL'den bir müşteri hizmetleri görevlisi beni aradı ve uzun yıllardır aboneleri olduğumu bu sebeble de bana "ücretsiz olarak" bir D-Smart uydu alıcısı verebileceklerini söyledi ve alıcıyı bana gönderdi.

Alıcı getiren arkadaş, televizyonumuzun HD uyumlu olduğunu ve uydu alıcımızın da HD özellikli olabileceğini ve böyle bir uydu alıcısı getireceğini söyledi. Tamam dedim, D-Smart ile telefonda görüştük ücretsiz olarak HD uyumlu uydu alıcısı gönderildi ve kurulumu yapıldı.

Aradan geçen sürede ne eşim ne ben aylardır tarafımıza 10TL HD uyumlu uydu alıcısı fiyat farkı fatura edildiğini fark etmedik. Faturalarımızın niye yükseldiğini sorduğumuz da bize internet kullanım alışkanlığımızın değiştiğini, ve kota aşımımız olduğunu söyledi ve bize de bu söylenen gerçekçi geldi. Çünkü bu süreçte kızım büyümeye başlamıştı ve internetten onun sevdiği çizgi filmleri indirip seyrediyorduk. Ve bunun üzerine müşteri hizmetleri yetkilisinin önerisiyle paketimizi değiştirip daha yüksek bir yeni bir pakete üye olduk.

Ama yine eşim ve ben, kredi kartımızdan otomatik olarak alınan fatura bedelinin bize söylenenden 10TL daha yüksek olduğunu bir kaç ay sonra fark ettik. Yine hemen müşteri hizmetlerini aradık, HD uyumlu bir uydu alıcısı talep etmiş olduğumuz için bu rakkamı ödememiz gerektiğini söylediler. 

Ama bize ücretsiz olduğu söylendi onun için kabul ettik deyince amalar sıralandı ve ben de "tamam ozaman iptal ediyorum, alın alıcısınızı" dedim. Bunun üzerine   hem internet hem de D-SMART'ı iptal edebileceğimizi, yalnızca D-Smart'ı iptal edemeyeceğimiz söylediler. Tamam her ikisini de iptal edin dedim. İPtal departmanı 48 saat içinde arayacaktı ve aradılar, yanlış anlaşılmadan dolayı özür dilediler ve bizden tahsil etmiş oldukları 10TL leri faturamızdan düştüler.

Bu arada, aradan geçen zamanda yine 10TL tekrar fatura edilmeye başlandı ve artık bardak taştı. Müşteri hizmetlerini aradım ve hem aldığım adsl, hemde uydu alıcıyı iade etmek istediğimi söyledim. VE aldığım cevap şöyle oldu, "vereceğimiz posta kutusuna ıslak imzalı dilekçenizi APS ile gönderdikten sonra isteğiniz işleme alınacaktır"

İnterneti de, uydu alıcısını da müşteri hizmetleri görevlisiyle telefonda yapmış olduğum görüşme sonucu evime kadar getirip hizmeti almamı sağlayan firma anlayışı, aldığım hizmeti iptal etmek istediğimde işi yokuşa sürüyordu.

Ama yılmadım, 12 Şubat tarihinde yazılı dilekçemi APS ile tarafıma verilen adrese gönderdim.

sonrasında defalarca aradım, ama gönderdiğim APS ellerine ulaşmadı diyerek beni oyaladılar. Sonra elimdeki gönderi bilgisi ile PTT'den sorguladığımda, gönderdikten 2 gün sonra ellerine ulaşmış olduğunu buldum ve tekrar aradım "aa pardon, arkadaşların gözünden kaçmış" dediler ve "ilgili departman beni 48 saat içinde arayacaktı"

Kaç 48 saat geçti bilmiyorum, Allah'tan yapılan görüşmeler güvenliğimiz açısından kayıt altına alınıyor da her seferinde bir önce görüşmemi kiminle hangi gün ve saat kaçta yapıtğımı görüyorlar ama, yine 48 saat sonra aranacağım söylenerek telefon kapatılıyor.

Yapılan bir çok telefon görüşmesinden sonra Mart ayı başı geldiğinde hala iptal işlemi gerçekleşmedi. Mart ayı ortalandı, 13 Mart'ta bana bir fatura daha geldi. Bu gelen fatura şaka gibiydi, D-Smart faturası gelmişti bana. Benim uğruna internet bağlantımı iptal ettiğim, kurtulmaya çalıştığım D-Smart bana fatura göndermişti bu sefer de. Hem de 29,90TL.

Yine sarıldım telefona, derdimi anlattım, müşteri hizmetlerinden görüştüğüm kişi beni fatura departmanına aktardı, onlara da durumu bilmem kaçıncı defa anlattım ve sanırım anlaşıldım diye sevindiğim bir cevap aldım. "Faturam iptal edilecekti"

İptal edild mi peki?

HAYIR! HALA FATURAM İPTAL EDİLMEDİ. İPTAL EDİLECEĞİNİ SÖYLEDİKLERİ FATURA YİNE KREDİ KARTIMDAN ÇEKİLDİ.

Yine aradım, yine derdimi anlattım ama yine 48 saat içinde aranacağım söylendi. Arandım mı?

HAYIR!

Şimdi yine telefondayım derdimi anlatmaya çalışıyorum. 
Becerebilecek miyim 

HAYIR! 

Ümidim var mı? 

HAYIR!

Bu iş tatlıya bağlanacak mı?

HAYIR!

yakında kendimi D-SMART'ın önünde bayrak direğine bağlayacakmıyım?


YA - PA - Bİ - Lİ - RİM!!!

Bundan çıkarılacak dersler!

1- Bir daha asla telefonda kredi kartı garantisi vererek bir işlem yapılmayacak
2- Bir daha asla siz bizim iyi müşterimizsiniz sizin için bir ücretsiz bir ürün gönderiyoz, dendiğinde HAYIR, ASLA denecek

Sonuçta, herşey elimizin altında, neyi almak istiyorsam gider alırım. Kimsenin bir lütuf yapıyormuş gibi yapmasına gerek yok. Elinizi veriyorsunuz değil kolunuz tüm vücudunuzu sömürüyorlar.

umarım, sizlerin bu tür bir deneyimi olmaz.

Yeni projemi gururla sunarım

Ta ta taaa tam!!!

Evdeki bütün kumaşlar bitmiş, çarşı pazar tükenmiş gibi eşimin atmaya kıyamadığım artık kendisine olmayan gömleğinden kızıma bir elbise yapmaya karar verdim. Bakalım sonuç nasıl olacak merakla bekliyorum.

Komik değil mi, hem projeyi yaratıyorum hem de sonu nasıl olacak merak ediyorum. Her neyse, bu gömlek oldukça eskimişti ve zaten artık eşime olmuyordu. Ben de önce düğmelerini sökerek başladım işe, düğmeleri işe yarar diye düğme kutusuna attım ama gömleği bir türlü atamadım, bundan ben bir şeyler yapabilirim kızıma diye bir düşünce düşüverdi aklıma ve o gün bu gündür dolabın içind arkalarda duruyor ama artık yeniden hayat kazanmasının zamanı geldiğini düşünüyorum. İlerledikçe de buradan paylaşacağım neler yaptığımı ve nasıl yapıtığımı.

Lütfen bana şans dilermisiniz?





sevgiyle kalmanız dileğiyle,

Burda Dergisi Nisan 2013 sayısı

Dikiş dikmeye başladığımdan beri daha bir takip eder oldum Burda dergisini.  Ama inanın elim daha iğne iplik tutmazken bile alıp bakardım neler var neler yok, ah bir dikebiliyor olsam neler neler dikerdim diye. Şimdi de pek çok modele bakıp duruyorum ama artık yapabilme katsayım kat be kat fazla. Artık yapmak için imkanlarım ve fırsatlarım ve malzemelerim var elimin altında. Yavaş yavaş da başladım kızıma birşeyler dikerek.

İşte, Nisan 2013 ayında çıkacak olan Burda dergisine internet üzerinden şöyle bir göz attım ve işte gözüme çarpıp paylaşmak istediklerim...



İş hayatının ve günlük şıklığın olmazsa olmazları etek, pantalon, elbise ve ceketler. Ve arada çok da şık bir yelek var.






Bunlar da bildiğimiz büyükanne motifleriyle yapıllmış yastık çanta ve süslemeler. Elimizdeki ipleri değerlendirmek için çok kullandığımız bir modeldir bu ama yeniden görünce içim açıldı valla. Zaten aklımda şu büyükanne motifleri ile ilgili bir proje var, bakalım ne zaman gerçekleştirebileceğim ama başlar başlamaz da buradan yayınlayacağım tabiki.



Bu sayıda babalar ve oğullara yer vermişler, halbuki benim gönlüm anneler ve kızlarından yana:)




Ve havalar ısınıyor, ketenler, şifonlar, poplinler ve pamuklular çıkmaya başladı ortaya. Buyurunuz, bunlar da efil efil, serin serin ve rahat rahat giyilebileceklerden örnekler




Büyük bedenler olmadan olmaz, bunlar da büyük bedenler için yazın giyilebilecek kıyafetler.





Yenilere ulaşmanın yolu, geçmişe bakmaktan geçer demişler, yada buna benzer birşey di söylenen. Buyurunuz işte size Nisan 2013 Burda'sından retro örnekler. Hepsi birbirinden güzeller değil mi?




Hepsi birbirinden güzel modellerle dolu yep yeni bir dergi daha!  Ben raflarda yerini almasını ve bir an önce elime alıp sayfaların arasında kaybolmayı hayal etmeye başladım bile.

sevgiyle kalınız!

25 Mart 2013 Pazartesi

Battaniye Etkinliği

Battaniye etkinliğimizde sona yaklaşıyoruz.

Şubat ayı benim ayımdı ve ben motiflerimi aldım. Bu ay benim gönderim Didim, Aydın'a gitti. İyi günlerde güzelliklerle kullanmasını diliyorum



Bundan sonra 1 ay daha kaldı, Nisan ayında da gönderimizi yapacağız ve bu etkinliğimiz sona erecek.

Ben bu etkinliğe katıldığım için kendimi çok iyi hissediyorum. Hiç tanımadığım güzel ülkemin 4 bir yanından  4 kişi benim de emeğimin olduğu battaniyelerine sarılıp sarmalanacaklar, ve ben yine hiç tanımadığım ve yine Türkiye'nin ayrı ayrı illerinden benim için emek veren 4 kişinin ördüğü motiflerden oluşan battaniyemi kullanırken her zaman mutlulukla anacağım bu etkinliği ve arkadaşlarımı.

Bu vesile ile bu etkinliği düzenleyen, sahiplenip hepimizi araya toplayan. İpleri eksik olan için koşuşturup bulup buluşturan, olmayanı olduran sevgili stitchland'a ve hanımelim formundaki tüm arkadaşlara bir kez daha teşekkür ederim

İyi ki yolum şu internet dünyası içinde oraya düşmüş ve üye olmuşum. Bu sene çok güzel şeyler ördüm ve keyfime keyif kattım sayelerinde.


23 Mart 2013 Cumartesi

Eda'nın yazlık gardrobu hazırlanıyor


Eda'ya yeni bir elbise diktim! Kızım bu sen annesinin diktikleri ile yazı hazırlanıyor. Onun için bir şeyler dikiyor olmam onu nasıl da mutlu ediyor size anlatamam. Dün okulda öğretmeniyle konuştuk, sınıftaki herkes benim Eda için yeni elbiseler diktiğimi biliyormuş. Düşünün artık.

Bu elsibe 05/2012 Burda dergisindeki 148 numaralı kalıptan yola çıkılarak dikildi.
Yola çıkılarak dikildi diyorum çünkü oradaki modelde kullanılan şeklinde, elbisenin astarı yok, ama bir iç elbisesi vardı. 

Ben astarlı bir üst denemek istediğim için önce üst bedene astar çalıştım ki ilk denememde pek de başarılı olmadı ama yine de fena olmadığını düşünüyorum. Üst beden astarlı olunca, alt beden de kumaş çok ince düştü, bu sefer alt beden için de astar çalıştım ve sonuçta bu elbise ortaya çıktı.




Üst bedenin robasını, boynunu ve kollarını sutaşı ile süsledim,

                                    





 astarın eteğinde ise evde bulduğum incecik dantel kullandım.















Henüz boyunu ayarlamak için giydiğinde ki mutluluğu görmenizi istedim




22 Mart 2013 Cuma

Bugün tatlı yapmak istedim!

Bu sabah kaktığımda canım tatlı yapmak istedi. Aslında uzun zamandır evde tatlı yapmamaya özen gösteriyorum malum sebeblerden dolayı. Ama can bu, istiyor biraz da tatmak tatlı tadlar değil mi ama?

Bu tatlı uzun yıllar önce çok sevdiğim bir dostumun yaptığı bir tariftir. Ben de zaman zaman yapar dostumu sevgiyle anarım. Fakat, dediğim gibi evde uzun zamandır tatlı yapılmıyor. Hele böyle şerbetli cinsten tatlı yıllar oldu yapılmayalı diyebilirim.

Neyse bu sabah hem dostum aklıma düştü hem de bu tatlı ve bir koşu malzemeleri alıp hemen hazırladım. 

Tarif koca bir tepsi, bu tatlıyı biz kendi başımıza bitirmeye kalkmamalıyız deyip hemen öğleden sonra çaya komşumu davet ettim. Etimek tatlısı yaptım gel akşam üstü çay içelim beraber dedim. Hem biz tatlı yer tatlı tatlı sohpet ederiz, hem de benim kızım ile komşumun oğlu çok iyi oyun arkadaşları onlar da birlikte keyif yaparlar diye düşündüm ki, komşum bu tatlıyı Yalancı Ekmet Kadayıfı olarak biliyormuş.

Adı her ne ise, ben yaptım. Çay saatini beklemeden hemen bir dilim tattım bile. Çok da lezzetli olmuş. Afiyetler olsun bize...






Yapmak isterseniz tarifi şöyle:

1 paket Etimek

Şerbet için:
2 bardak toz şeker
2 bardak su

Muhallebisi için:
2 çorba kaşığı un
2 çorba kaşığı nişasta
1 lt. sütten 1 bardak eksik süt

Krema:
1 paket krem şanti
1 bardak süt

Süslemesesi için 
Hindistan cevizi ve arzu ettiğiniz süsleme malzemesi.


Yapılışı:
2 bardak toz şeker genişçe bir tavanın içerisinde kavrulur
ve 2 bardak soğuk su ile kavrulan şeker eritilir

bir tepsiye dizilmiş 1 paket Etimek'in üzerine dökülür ve Etimeklerin tamamen şerbetlenmesi sağlanır.

Üzerine, 2 çorba kaşığı un, 2 çorba kaşığı nişasta ve süt ile muhallebi yapılıp Etimeklerin üzerine dökülüp soğması beklenir.

Bu arada da ayırdığımız 1 bardak süt ile 1 paket kremşanti çırpılıp soğumaya başlayan muhallebinin üzerine dökülür.

Ve üstünü, bolca hindistan cevizi dökülüp arzu ettiğiniz şekilde süsleyebilirsiniz. 

Deneyenlere afiyetler diliyorum.


Artık bloglovin de de varım!

ben neden orada da olmayayım dedim ve kendimi hemen bloglovin'in dünyasına attım... sizleri de beklerim

Follow my blog with Bloglovin

20 Mart 2013 Çarşamba

Bugün Çarşamba Pazarına Gidildi!





Bugün hiç aklımda yokken, komşumla birlikte İstanbul Fatih'te bulunan Çarşamba Pazarı'na gittik!

Aman Allahım, kendimizi kaybettik daha ilk gördüğümüz tezgahın içinde ve torbalarımızı doldurduk göz açık kapayana kadar. 

Bunlarla neler yapılacak neler zaman içerisinde göreceğiz.









Aldıklarımı tek tek tanıtmak da isterim....

1. sırada pamuklu grubumuz var, kırmızı minik kareli bir kumaş, altında hemen, denim, puantiyeli bir kumaş, yanında düz peyaz pike bir kumaş ve üzerinde de retro bir ketenimiz var.

Bunlar benim kızımın yazlık gardrobunda yerlerini en kısa zamanda alacaklar. Kırmızı kareli kumaş kesinlike kat kat fırfırlı bir etek veya elbise olacak, ama fırfır dönecek bir şey olacak. Diğerleri için henüz kafamda bir şey yok. ama Retro kumaş sanırım kendime elbise olacak. 



2. sırada penye örme grubumuz var. En üstteki kendimi için düşündüğüm bir tunik olarak hayata geçecek. Diğerleri somon rengi fitilli penye kızım için alt üst bir takım olacak, etek mi, şortmu zaman gösterecek. Eflatun kumaş daha kışa yönelik bir örme kumaş ondan kızım için önümüzdeki kışa elbise dikilecek. En alttaki penye kumaş hem bana hem kızıma efil efil birer elsise olarak yerini alacak gibi.




3. sırada tüller, organzeler, bunlar da kızımın elbiselerinin olmazsa olmaz parçaları. Kabarık kabarık  elbiseler ve etekler için kullanacağım kumaşlar



4. sırada bir dantelimiz var. Bu yaklaşık 10 cm genişliğinde 20mt uzunluğunda bir tül. Bir yerlerde bir zaman kullanacağımı düşünerek aldım. Rengi, deseni ve dokusu fotoğrafta maalesef pek net değil ama eminim kullanıldığında çok güzellik katacak bir parça. 




5. sırada da yakalarımız var. Aslında her desen 2 şer tane ama resimlerken tek parça halinde resimledim. Bunların da yerleri henüz belli değil ama lazım olunca bulunmaz ya böyle parçalar, dedim kendime bulunsun, kullanılacak pek çok yer olacaktır.



Evvvvet, bu günkü pazar gezimiz de bu şekilde sonuçlandı. Komşum da benden geri kalmada. Hatta onun iki tane oğlu olduğu için çok daha fazla parça ile döndü eve. Ve bu aldıklarım için cüzdanımdan sadece 30TL çıktı. Ne dersiniz, sizce de iyi bir alışveriş günü geçirmişmiyim?


19 Mart 2013 Salı

Reflü

Merhabalar,

4.5 yaşındaki kızımın doğumsal solunum yolları sorunu var bu konuda teşhis ve tedavisine ve de ençok insanlığına çok güvendiğimiz bir doktorun kontrolu altında hayatımıza devam ediyoruz.

Ancak son bir kaç haftadır gece yarısı başlayıp sabah ilk saatlerine kadar süren ve bir öksürük nöbetiyle birliket yüksek ateş yaşamaya başladık. 

Bunu doktorumuzla paylaştığımızda yaşadığımızın reflü atağı olma ihtimalinin yüksek olduğunu, özellike bizim düzenli kullandığımız solunum ile ilgili ilaçları kullanlarda bunun sık görüldüğünü belirterek bir reflü sintigrafisi çektirmemizi istedi.

Sintigrafi çekimi aslında zorlu bir süreç değil ancak, 4.5 yaşında ve oldukça da haraketli bir çocuğu 1 saat boyunca aynı pozisyonda tutmak çok ama çok zordu.
Normalde kızım, ilaçları, doktorları ve onların yaptıkların severek kabul eder ve hiç bir şekilde sorun çıkartmaz. Ağlamaz, itiraz etmez ve bu özelliğiyle de doktorları ve hemşireleri bile şaşırtır. Ama yine de 1 saat kımıldaman durmak her baba yiğidin harcı olmadığı gibi benim kızımı da epey bir yordu.

Ve yapılan tetkikin sonunda izleme süresi içerisinde 7 kez proksimal özofagus seviyesine dek ulaşan reflü gözlenmiştir deniliyor. Bu sabah da bu raporu kendi doktorumuzla paylaştık ve kendisi de artık resmi olarak reflü teşhisini koydu.

Şimdi yeni bir ilacımız daha oldu. Bu durum kızımı çok mutlu edecek biliyorum. Akşama yemekten önce şurup içmen lazım dediğimde ağzını açarak gelecek ve bu yeni şurubunun tadı hakkında önüne gelen herkese bilgi verecek. Ama tabi bir anne olarak çok da fazla ilaca dayalı bir yaşam arzu etmiyorum.

Bu süreçte reflü'yü araştırırken, Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın yönettiği http://beslenmebulteni.com/ internet sitesini buldum. Bu sitenin içerisinde kendi formunu var. Gerçekten çok yararlı bilgileri bulabileceğiniz bir bir forum. Takip etmenizi tavsiye ederim. Ve hepsinden önemlisi, sorunumla ilgili yazdığım elektronik postaya inanmakta zorlandığım bir sürede Ahmet bey ve/veya ekibinden cevap geldi. Ahmet beyin işini ne kadar önemseyen ne kadar naif bir insan olduğuna tanık olmuş oldum.

Prof. Dr. Ahmet Aydın, kızımın doğumuyla tesadüfen görsel medyayı takip ettiğim süreçte hayatımıza girdi. Söylemleri beni çok etkiledi ve elimden geldiğince beslenme şeklimizi onun tavsiye ettiği yöne doğdu kaydırmaya başladım.

Mesela, Ahmet bey, bir keresinde bir röpörtajında, "bir gıdanan raf ömrü ne kadar uzun olursa, bilin ki sizin ömrünüzden çalıyordur" demişti o gündür bu gündür hiç bir uzun ömürlü ürüne elim gitmiyor. 

Gazlı içecekler kesinlikle hayatımızdan çıktı, hazır gıdalar, fast-food artık yok. Süt sadece günlük şişe sütü ve/veya mahallemizin sütçüsünden alınıyor. Yoğurdumuz anne yoğurdu. Ekmeğimizi tam buğday unundan evde yapıyorum. Onun dışında mevsimi olmayan meyve ve sebzeyi tüketmemeye büyük özen gösteriyorum. Mümkün olduğunca, mevsiminde alıp kendim dondurmayı ve vaktini geçirmeden tüketmeye çalışıyorum.

Yaz sonunda, evde yaklaşık 100kg civarında domatesi kaynatıp bütün kış kendi yaptığım ve hiç bir katı maddesi olmadan saklayabildiğim domates soslarını kullanıyorum. Aynı şekilde kırmızı biberleri de hazırlıyorum ve hazır domates biber salçası da kullanmıyorum.

Aman, gene benim çenem düştü diyeceğim ama bu sefer klavyede gezinen parmaklarımı zapdedemez hale geldiğimi farkettim bir anda.

Sözün özü biz bir reflü sorunuyla karşı karşıyayız, ama artık bu çok özel bir rahatsızlık olmaktan çıkmış gönümüzün en sık rastlanan ve neredeyse olmazsa olmaz bir hastalığı haline dönüşmüşmüş. İlaç tek çözüm değil, aslı beslenme ve yaşam düzeninin yenilenmesi, düzenlenmesi. Tüm ilaçların olduğu gibi bir tarafa şifa verirken başka bir yerlerde dert yaratıyor olması söz konusu.


Bu süreçte, yaşadıklarımızı, tecrübelerimizi buradan da paylaşıyor olacağım.

sağlıkla kalın